Girişimcilik Hakkında En Yaygın Yanılgılar
Girişimcilik

Girişimcilik Hakkında En Yaygın Yanılgılar

Girişimcilik kararı hafife alınacak bir karar olmadığından ciddi bir müzakere süreci gerektirir. Doğru soruları sormalı ve doğru cevaplar ile uygulamaya geçmelisiniz. Bunun yanı sıra, girişimi hayat geçirmek ve karlı bir işletme haline dönüştürmek konusunda ciddi yanılgılar da var. Hadi gelin bu yanılgıları birlikte irdeleyelim.

Herkes Girişimci Olamaz

Dünyadaki yaklaşık 8 milyar insanın sadece binde 2’sinden azı girişimci. Teorik olarak herkes girişimci olabilir ama herkes ‘başarılı’ bir girişimci olamaz. Girişimci olmak için bildiklerinizden veya deneyimlerinizden daha çok ‘istekli’ olmanız önemli. Buradaki kilit kelimeler ‘istekli olmak’! En büyük yanılgılardan biri ise, girişimcilerin sahip oldukları beceriler veya doğuştan gelen bir şirket kurma ihtiyacına atıfta bulunarak girişimci doğduklarıdır. İnsanların girişimci olmak için doğduğunu düşündüren, iş kurmaya yönelik derinlerdeki psikolojik ihtiyaç, mutlaka doğuştan gelmez. Bu dürtü yıllar içinde insanların yaşadıkları deneyimler ile gelişen bir tutku olabilir veya karşı karşıya kaldıkları koşullar nedeniyle zamanla ortaya çıkabilir. Kimse girişimci olarak doğmaz, kararlılık ve gayretle yetişir ve ustalaşır.

Başarılı Olmak İçin ‘çok iyi’ Bir Fikre İhtiyacınız Var

Elbette ‘çok iyi’ bir fikir genellikle karlı ve sürdürülebilir bir işin temelidir, ancak doğru şekilde uygulanmadığında iyi fikirlerin bile başarısız olabileceğini tahminen hepimiz biliyoruz. Sıradan diyebileceğimiz fikirler doğru ekip ile doğru bir şekilde uygulanırsa çok karlı bir işe dönüşebilir. Burada önemli olanın milyonlarca fikir değil milyonlarca uygulamanın olduğunu unutmamanız.

Girişimciler Başarılı Olana Kadar Pes Etmezler!

Her ne kadar girişimcilerin bakış açısı ve beklentileri başarısızlığı kabul etmese de, girişimciler başarısız olabilir. Doğru planlama, uzmanlık ve pazarlama yetkinlikleri olmadan her işte olduğu gibi girişimciler de batar! Yalnızca kâr odaklı düşünen ve hareket eden girişimcilerin başarısız olma ihtimali çok daha yüksek iken, dünyaya değer katmaya odaklanan girişimcilerin başarılı olma olasılığı çok daha yüksektir. Başarılı girişimciler, temel ihtiyaçlardan bir veya birkaçını karşılayarak insanların hayatlarında bir fark yaratmak isterler. Bu başarı elbette bu noktaya gelene kadar aylar hatta yıllar süren sıkı çalışma ve sayısız mücadele gerektiriyor. Girişimlerin %90’ının başarısızlıkla sonuçlandığını göz önünde bulundurduğumuzda girişimlerdeki bu başarısızlık oranı girişimcilerin duruma ya hep ya hiç diye bakmasına neden oluyor. Oysa başarı ve başarısızlık çok farklı şekil ve hızda karşımıza çıkabilir.

İşletme Okumak Girişimcilik İçin Tek Yol

Herkes girişimci olabilir ama girişimci olmak için işletme okumanız da şart değil. Dünya çapında başarılı şirketlerin kurucularına baktığımızda çoğunluğunun ortak noktası mühendis olmaları. Yapılan araştırmalar birçok CEO ve şirket kurucusu arasında mühendislik okuyanların işletme okuyanlardan üç kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Mühendislik, bilimsel yöntemleri gerçek dünyanın sorunlarına uygulayacak bir bakış açısı sunduğu için girişimcilik açısından çok uygun bir eğitim olabilir.

Yeni işletmelerin kaotik olması beklenir

Bilinen en iyi işletmeler ne kadar yenilikçi olursa olsunlar son derece planlı yönetiliyor. Girişimler açısından da durumun farklı olması düşünülemez. Karşınıza çıkabilecek çeşitli riskler, doğru becerilere ve benzer zihniyete sahip kişilerin bir arada çalışması ile bertaraf edilebilir, günlük operasyonel akış kesintisiz sürdürülebilir. Bünyesinde sürekli kaos olan işletmeler başarısızlığa mahkumdur. Bu nedenle ne kadar hazırlıklı olursanız başarı ihtimaliniz o kadar artar. Bu nedenle fikrinizi işe dönüştürmeye karar vermeden önce tecrübeli yöneticileri dinleyin, araştırın, öğrenin ve girişiminizin kaotik bir ortama dönüşmesine izin vermeyin.