Hayırseverliği şirket kültürü haline getirmeyi başaran şirketler her zaman bunun faydasını görüyor. Geri verme kültürü çalışan mutluluğunu artırmak, işbirliğini geliştirmek ve yenilikçilik için yeni ufuklar açıyor.
Hayırseverlik, topluma fayda sağlamak amacıyla ihtiyacı olanlara maddi ve/veya manevi destek olmaya yönelik düşünce yapısı ve davranış şekli olarak tanımlanabilir. Dilimize filantropi (philanthropy) olarak yerleşen terim ise daha ziyade birey ve kurumların içinde bulundukları toplumların refah seviyesini yükseltmek amacıyla (çoğunlukla sivil toplum kuruluşları tarafından ve stratejik bir planla) bağışta bulunmaları şeklinde tanımlanıyor. Filantropi kelimesinin kökeni Yunanca’da ‘insan sevgisi’ anlamına gelen “philo” (sevmek) ve “anthropos” (insan) kelimlerinden geliyor.
Hayırseverlik insanları sadece iyi hissettiren bir şey değil. Doğru şekilde yapılırsa, hayırseverlik hareketi hem toplumda hem de şirket içerisinde değişimi sağlayabilir. Girişimcilik açısından geri verme kültürü ise girişimcilerin olgunlaşmalarını tamamladıktan ve belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra, kendileri gibi girişimcilere maddi ve/veya manevi destek olmaları olarak ifade edilebilir.
Geçmişte hayırseverliğin yarattığı sosyal etki iş dünyasından ayrı tutuluyordu ya da bir başka deyişle hayırseverlik sadece sosyal bir davranış şekliydi. Her ne kadar kimi yöneticiler hala hayırseverliği yılda bir defa yapılan ve olması güzel olan bir şey diye düşünüyorsa da, bu düşünce yapısı artık kökten değişiyor.
Bugün iş dünyasında genel olarak, dünyanın mevcut durumunu iyileştirme inancına dayanan daha güçlü bir hayırseverlik modeli uygulanıyor. İş dünyası artık sadece maaş ödemekle sınırlı olmaktan çıkarak, teknoloji, zaman ve para ile sosyal sorunların üstesinden gelmeye doğru ilerliyor. Bu nedenle, geri verme kültürünün şirketlerin kurumsal kültürlerinin bir parçası haline getirilmesi, çalışanların bu konuda önemli birer oyuncu haline gelmesi ve bunu bir zorunluluk olduğu için değil, içselleştirerek gönüllü olarak yapması son derece önemli.
Geri verme kültürü şirketin en üst yöneticisinden başlayarak tüm şirkete yayılmalı. Elbette şirket içerisinde bu süreci yönetecek, çalışanları yönlendirecek bir lider bulunmalı ama o kişinin sorumluluğu sadece koordinasyon olmalı çünkü hayırseverlik her kademeden tüm çalışanların aynı düşünce yapısına sahip olmasıyla köklü bir şekilde ilerletilebilir. Çalışanlar, hayırseverliğin yöneticilerinin öncelikleri arasında yer aldığını görürse bu davranış şeklini daha hızlı benimseyecektir. Çalışanlarla benzer şekilde müşterilerin de geri verme kültürünün, hayırseverliğin bir parçası haline getirilmesi, markanın algısı ve itibarı açısından mutlaka olumlu sonuçlar yaratacaktır.
H2O Invest olarak hedefimiz, yatırımın yanı sıra hamilik yaptığımız girişimlerimizde geri verme kültürünü yerleştirerek, her bir girişimciyi ileride dünyayı daha yaşanır hale getirecek birer erken aşama yatırımcıya dönüştürmek. Bizler bu amaçla girişimcilerle hem bugüne kadar elde ettiğimiz deneyimlerimizi paylaşıyor, onlara hamilik yapıyoruz hem de onların ileride birer hayırsever olarak şirketlerinde geri verme kültürünü oluşturarak başkalarına destek olmalarını sağlamak için yönlendiriyoruz.